Arı Ekmeğinden Dev Buluş: Antimikrobiyal Nanolifler Sağlıkta Devrim Yaratacak
Arı Ekmeğinden Dev Buluş: Antimikrobiyal Nanolifler Sağlıkta Devrim Yaratacak
Arı ürünlerinin sağlık ve endüstri alanlarında kullanımı giderek artarken, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) akademisyenleri de arı ekmeğinden elde ettikleri yeni bir buluşla dikkat çekiyor.
Haber Giriş Tarihi: 14.04.2024 23:20
Haber Güncellenme Tarihi: 14.04.2024 23:03
Kaynak:
Haber Merkezi
Bursa Teknik Üniversitesi’nden (BTÜ) dört akademisyenin ortak çalışmasıyla arı ekmeğinden elde edilen yeni bir buluş, sağlık alanında devrim yaratma potansiyeli taşıyor. "Arı Ekmeği Vasıtasıyla Antimikrobiyal Aktivitesi Geliştirilmiş Polimer Biyokompozitler ve Bunların Üretim Yöntemi" başlıklı buluş, Türk Patent Kurumu tarafından da tescillenerek önemli bir başarıya imza atıldı.
Arı Ekmeğinin Gücü Bilimle Buluşuyor:
Arı ekmeği, son yıllarda yüksek besinsel değeriyle dikkat çeken ve gıda endüstrisinde, apiterapi ve farmakolojide kullanım alanı genişleyen bir arı ürünü. BTÜ'lü akademisyenler, bu değerli ürünün potansiyelini daha da ileriye taşıyarak, arı ekmeğinden biyokompozit nanolif elde etmeyi başardılar.
Sağlık Alanında Çok Yönlü Kullanım:
Bu yeni buluş, sağlık alanında birçok farklı alanda kullanılabilecek potansiyele sahip. Yapay damarlar, protezler, doku destek materyalleri, kanama durdurucu materyaller, yara enfeksiyonlarında ve açık yaralarda kullanılan yara bakım ürünlerinde lokal olarak uygulanabilecek bu nanolifler, sistemik olarak da immünosüpressif veya transplant hastalarında immün sistemi dengelemede kullanılabilir.
Buluşun Sahipleri:
Bu patentli buluşun arkasındaki isimler şunlar:
Doç. Dr. Aycan Yiğit Çınar (Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü)Doç. Dr. Gökçe Taner (Biyomühendislik Bölümü)Doç. Dr. Meral Akkoyun Kurtlu (Polimer Malzeme Mühendisliği Bölümü)Doç. Dr. Faruk Toktaş (Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi)
Doğal ve Etkili Bir Çözüm:
Doç. Dr. Gökçe Taner, arı ekmeğinin geleneksel halk sağlığında uzun yıllardır bilinen ve kullanılan bir ürün olduğunu, son yıllarda ise yüksek besinsel değeri ile dikkat çektiğini belirtiyor. Taner, arı ekmeğinin antimikrobiyal ve hastalıklara karşı tedavici edici potansiyele sahip olduğunu ve bu özelliğinin nanolif üretimine de aktarıldığını ifade ediyor.
Buluşun Önemi:
Doç. Dr. Meral Akkoyun Kurtlu ise buluşun önemini şu şekilde açıklıyor: "Arı ekmeği katkılı polimer matrisli biyokompozit nanolifler; medikal malzemeler, ambalajlar, gıda kaplama üretimi gibi hijyen gerektiren alanlar ile tekstil, otomotiv, mobilya ve kimya alanlarında ana veya ara hammadde olarak kullanılıyor. Bu buluş, sağlık alanında devrim yaratma potansiyeline sahip. Özellikle yapay damarlar, protezler, doku destek materyalleri, kanama durdurucu materyaller, yara enfeksiyonlarında ve açık yaralarda kullanılan yara bakım ürünlerinde lokal olarak uygulanabileceği gibi sistemik olarak da immünosüpressif veya transplant hastalarında immün sistemi dengelemede ana veya ara hammadde olarak kullanılabilir."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Arı Ekmeğinden Dev Buluş: Antimikrobiyal Nanolifler Sağlıkta Devrim Yaratacak
Arı ürünlerinin sağlık ve endüstri alanlarında kullanımı giderek artarken, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) akademisyenleri de arı ekmeğinden elde ettikleri yeni bir buluşla dikkat çekiyor.
Bursa Teknik Üniversitesi’nden (BTÜ) dört akademisyenin ortak çalışmasıyla arı ekmeğinden elde edilen yeni bir buluş, sağlık alanında devrim yaratma potansiyeli taşıyor. "Arı Ekmeği Vasıtasıyla Antimikrobiyal Aktivitesi Geliştirilmiş Polimer Biyokompozitler ve Bunların Üretim Yöntemi" başlıklı buluş, Türk Patent Kurumu tarafından da tescillenerek önemli bir başarıya imza atıldı.
Arı Ekmeğinin Gücü Bilimle Buluşuyor:
Arı ekmeği, son yıllarda yüksek besinsel değeriyle dikkat çeken ve gıda endüstrisinde, apiterapi ve farmakolojide kullanım alanı genişleyen bir arı ürünü. BTÜ'lü akademisyenler, bu değerli ürünün potansiyelini daha da ileriye taşıyarak, arı ekmeğinden biyokompozit nanolif elde etmeyi başardılar.
Sağlık Alanında Çok Yönlü Kullanım:
Bu yeni buluş, sağlık alanında birçok farklı alanda kullanılabilecek potansiyele sahip. Yapay damarlar, protezler, doku destek materyalleri, kanama durdurucu materyaller, yara enfeksiyonlarında ve açık yaralarda kullanılan yara bakım ürünlerinde lokal olarak uygulanabilecek bu nanolifler, sistemik olarak da immünosüpressif veya transplant hastalarında immün sistemi dengelemede kullanılabilir.
Buluşun Sahipleri:
Bu patentli buluşun arkasındaki isimler şunlar:
Doç. Dr. Aycan Yiğit Çınar (Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü)Doç. Dr. Gökçe Taner (Biyomühendislik Bölümü)Doç. Dr. Meral Akkoyun Kurtlu (Polimer Malzeme Mühendisliği Bölümü)Doç. Dr. Faruk Toktaş (Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi)
Doğal ve Etkili Bir Çözüm:
Doç. Dr. Gökçe Taner, arı ekmeğinin geleneksel halk sağlığında uzun yıllardır bilinen ve kullanılan bir ürün olduğunu, son yıllarda ise yüksek besinsel değeri ile dikkat çektiğini belirtiyor. Taner, arı ekmeğinin antimikrobiyal ve hastalıklara karşı tedavici edici potansiyele sahip olduğunu ve bu özelliğinin nanolif üretimine de aktarıldığını ifade ediyor.
Buluşun Önemi:
Doç. Dr. Meral Akkoyun Kurtlu ise buluşun önemini şu şekilde açıklıyor: "Arı ekmeği katkılı polimer matrisli biyokompozit nanolifler; medikal malzemeler, ambalajlar, gıda kaplama üretimi gibi hijyen gerektiren alanlar ile tekstil, otomotiv, mobilya ve kimya alanlarında ana veya ara hammadde olarak kullanılıyor. Bu buluş, sağlık alanında devrim yaratma potansiyeline sahip. Özellikle yapay damarlar, protezler, doku destek materyalleri, kanama durdurucu materyaller, yara enfeksiyonlarında ve açık yaralarda kullanılan yara bakım ürünlerinde lokal olarak uygulanabileceği gibi sistemik olarak da immünosüpressif veya transplant hastalarında immün sistemi dengelemede ana veya ara hammadde olarak kullanılabilir."
Kaynak: Haber Merkezi
En Çok Okunan Haberler