HIV, bağışıklık sisteminin ana hücresi olan CD4+ T hücrelerini hedef alır ve yok eder. Bu, vücudun enfeksiyonlarla ve kanserle savaşma yeteneğini önemli ölçüde zayıflatır. AIDS, HIV enfeksiyonunun ileri ve son evresidir. AIDS teşhisi, genellikle bağışıklık sisteminin belirli bir seviyenin altına düştüğü ve ciddi enfeksiyonların veya kanserlerin ortaya çıktığı zamandır. AIDS tanısı koymak için birçok klinik işaret ve belirti göz önünde bulundurulur.
AIDS'in belirtileri ve semptomları, vücudun farklı bölgelerini etkileyebilir ve şunları içerebilir:
- Kronik yorgunluk
- Ağız, boğaz veya genital bölgede tekrarlayan mantar enfeksiyonları
- Kilo kaybı
- Şiddetli ishal
- Anormal cilt lezyonları veya enfeksiyonlar
- Nefes darlığı ve öksürük
- Nörolojik belirtiler, özellikle zatürre, kafa içi enfeksiyonlar ve diğer nörolojik komplikasyonlar
- Anormal kan kanseri (lenfoma) veya kanserlerin gelişimi
AIDS, HIV enfeksiyonunun bir sonucu olduğu için, HIV ile ilişkili risk faktörlerini taşıyan herkes AIDS gelişebilir. Bunlar arasında korunmasız cinsel ilişki, intravenöz (IV) uyuşturucu kullanımı için paylaşılan iğneler, hamilelik ve doğum sırasında HIV bulaşma riski bulunur. Bugün, antiretroviral ilaçlar (ARV'ler) ve diğer tedaviler, HIV'in ilerlemesini durdurabilir ve AIDS'in gelişmesini engelleyebilir. Erken tanı ve tedavi, HIV ile yaşayan insanların sağlığını korumaya ve yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, HIV'in yayılmasını önlemek için cinsel sağlık önlemleri, güvenli enjeksiyon uygulamaları ve HIV testlerine düzenli erişim gibi önlemler de önemlidir.